Bölge Adliye Mahkemeleri ve İhtiyati Tedbir Kararları

Sep 11, 2017

İhtiyati tedbirler, kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca, davacı/davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararları önleyen, geçici nitelikte hukuki korumalardır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda ihtiyati tedbir kararlarına karşı kanun yoluna doğrudan başvuru imkânı öngörülmüş ancak bu kanun yolunun hangisi olduğu belirtilmemiştir. Kanunda yer alan bu hükümler bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar birtakım tartışmalara sebep olmuş ve ilk derece mahkemeleri tarafından verilen ihtiyati tedbir talebinin reddi kararı ile ihtiyati tedbir talebinin kabulü halinde, kabul kararına itiraz üzerine verilen kararlara karşı karşı temyiz yoluna başvurulup başvurulamayacağı hususunda uygulamada ayrılıklar ortaya çıkmıştır. Yazımızda, bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle birlikte, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talepleri hakkında verilen kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması ele alınmıştır.

İhtiyati Tedbir Kararlarına Karşı Başvuru Yolları

HMK’nun istinaf kanun yoluna ilişkin hükümlerinin yürürlüğe girmesinden önce HMK geçici 3. maddeyle istinaf hükümlerinin uygulanması bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar ertelenmiş ve birtakım genel geçiş hükümleri öngörülmüştür. Kanuna eklenen geçici 3. maddenin 1. fıkrasıyla bölge adliye mahkemeleri göreve başlayıp istinaf kanun yolu yürürlüğe girene kadar 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür. Ancak söz konusu geçici madde ile uygulanmasına devam olunacağı öngörülen temyiz hükümlerinin ihtiyati tedbir kararları için öngörülen kanun yolunun temyiz olarak uygulanıp uygulanmayacağı konusunda tartışmalara yol açmıştır.

İlk derece mahkemeleri tarafından verilen ihtiyati tedbir talebinin reddi kararı ile ihtiyati tedbir talebinin kabulü halinde, kabul kararına itiraz üzerine verilen kararlara karşı temyiz yolunun açık olduğu görüşünde olan bazı Yargıtay daireleri, konuyla ilgili Yargıtay Birinci Başkanlığına bildirdikleri görüşlerinde özetle, ihtiyati tedbir taleplerinin reddi veya bu taleplerin kabulü halinde yapılan itirazlar üzerine ilk derece mahkemeleri tarafından verilen kararlara karşı yapılan kanun yolu başvurularını, 6100 sayılı HMK’nun 341, 391/3 ve geçici 3. maddeleri uyarınca temyiz yolu olarak kabul edilmesi gerektiğini bildirmişlerdir.

Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulu, 21.02.2014 tarih ve 2013/1 Esas, 2014/1 Karar sayılı kararıyla ilk derece mahkemelerince verilen ihtiyati tedbir taleplerinin reddi veya bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilen kararlara karşı temyiz yolunun kapalı olduğu kararına varmıştır. Kararda,“HMK’nun 391. ve 394. maddelerinde geçen kanun yolu ile kastedilenin istinaf yolu olduğu, geçici 3. madde yollamasının sadece HUMK’nun temyize ilişkin hükümlerini kapsadığı ve ihtiyati tedbire ilişkin kararların nihai nitelikte kararlardan olmadığı, ayrıca bu konuda özel bir düzenlemenin de bulunmadığı gözetildiğinde bu tür kararlara karşı temyiz yolunun kapalı olduğu” kanaatine varılmıştır.

İhtiyati Tedbir Talebinin Kabulü Kararına Karşı Başvuru Yolu

İhtiyati tedbir şartları mevcutsa, talep haklı görülürse mahkeme ihtiyati tedbir kararı verecektir. HMK m. 390 uyarınca, ihtiyati tedbir talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir. Bu durumda Kanun, yokluğunda aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen tarafa itiraz hakkı tanımıştır.

Tedbir kararı verilirken dinlenen taraf, tüm itirazlarını dinlendiği duruşmada bildirmelidir. Duruşmada hazır bulunmaması durumunda ise karşı taraf, tedbirin varlığından kural olarak bu tedbirin uygulanması sırasında haberdar olacaktır. Dolayısıyla ihtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren, hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine veya teminata ilişkin olarak kararı veren mahkemeye itiraz edebilir. İhtiyati tedbir kararının uygulanması sebebiyle menfaati açıkça ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati tedbiri öğrenmelerinden itibaren bir hafta içinde itiraz edebilir.

Yapılan itiraz üzerine mahkeme, tedbir kararını değiştirebilir ya da kaldırabilir. Mahkemenin bu itiraz üzerine vereceği karara karşı da kanun yolu açıktır. Bu başvuru öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır. (HMK m. 394/5)

İhtiyati Tedbir Talebinin Reddi Kararına Karşı Başvuru Yolu

İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse ihtiyati tedbir talebi reddedilir. HMK m. 391/3, ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına karşı kanun yolunun açık olduğu hükmünü getirmiştir. Kanun yoluna başvuru halinde, ihtiyati tedbirin özelliği gereği, bu başvuru da öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır.

Sonuç

HMK m. 391 ve m. 394 uyarınca ilk derece mahkemelerince verilen ihtiyati tedbir talebinin reddi kararı ile ihtiyati tedbir talebinin kabulü halinde, kabul kararına itiraz üzerine verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurulabileceği belirtilmiş olup bu kanun yolunun temyiz olarak yorumlanıp yorumlanmayacağı bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden evvel tereddütlere yol açmıştır. Uygulamada daireler arasında ortaya çıkan görüş aykırılıkları sebebiyle içtihatların birleştirilmesi talep edilmiş, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulu, 21.02.2014 tarih ve 01/01 sayılı kararıyla ihtiyati tedbire ilişkin kararlar hakkında temyiz yolunun kapalı olduğu kararına varmıştır.

Bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesi üzerine bu tartışmalar son bulmuş olup artık ihtiyati tedbir kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulabileceği gibi, söz konusu tedbirler doğrudan istinaf mahkemesinden de talep edilebilmektedir.

Av. Esin Erenses