Maaş Haczi Gelen İşçinin İş Akdinin Feshedilip Edilemeyeceği Sorunu

Sep 05, 2017

Mahkemeler işçi lehine yorum ilkesi ışığında işverence gerçekleştirilen fesihlerin haklı yahut geçerli nedene dayanıp dayanmadığı, feshin hukuka uygun olup olmadığı, alınan aksiyonun ölçülülüğü noktasında sıkı denetim yapmakta, nispeten güçsüz konumda bulunan işçiyi koruma altına almaktadır. Uygulamada işçilerin yaşadığı birtakım sorunların karşılığı İş Kanunu’nda yer almaz iken boşluğu Yargıtay’ın vermiş olduğu kararlar doldurulmaktadır. Bu sorunlardan bir tanesi de işveren nezdinde çalışan işçinin maaşına haciz gelmesi halinde işveren tarafından iş akdinin feshedilip edilemeyeceği ve fesih durumda işçinin ne gibi haklara sahip olduğu konusudur.

Yargıtay'ın bu konuda gerek işçi lehine gerekse işveren lehine kararları bulunmaktadır. Ancak Yargıtay’ın yerleşik içtihadına göre, işçinin borcu nedeniyle ücretinin haczedilmesi, kural olarak işverene geçerli nedenle fesih hakkı vermemelidir. Burada Yargıtay’ın aradığı en önemli unsur işçi adına gelen maaş haczinin ve haciz ihbarnamelerinin yoğunluğunun işverenin muhasebe ve diğer ilgili birimleri için ek bir külfet oluşturması ve çalışma sürecinin veya işyeri organizasyonunun olumsuz yönde etkilendiğinin ispat edilmesidir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin bu konudaki 2008/10363 E. ve 2008/6019 K. sayılı kararı şu şekildedir:

"İşçinin ücretinin borcu nedeniyle haczedilmesi, istisna en davranış nedeniyle feshi geçerli kılmalıdır, işçinin ücretinin sık sık haczi nedeniyle, objektif bir bakış açısı altında, işyerinin, örneğin muhasebe veya hukuk servisinde önemli zaman kaybına neden olacak şekilde çalışma sürecinin veya işyeri organizasyonunun olumsuz yönde etkilendiğinin kabul edilmesi halinde geçerli fesih nedeninin kabul edilmesi gerekir. Ancak bunun için işçiye önceden ihtar çekilmesi yerinde olacaktır."

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2015/30854 E. ve 2015/31326 K. sayılı bir başka kararında ise yukarıda da belirtildiği gibi, her şeyden önce işçi adına gelen maaş haczi nedeniyle işverenin işçinin iş akdini geçerli nedenle feshedemeyeceği, ancak işçinin ücretine “sık sık” haciz gelmesi durumunda işverenin işçinin iş akdini geçerli nedenle feshedebileceği, fesih gerçekleşmeden önce işçiye bu konuda ihtar çekilerek bu durumun işveren nezdinde yarattığı olumsuzluklardan bahsedilmesi gerektiği belirtilmiştir.

"İşçinin borcu nedeniyle ücretinin haczedilmesi, kural olarak işverene geçerli nedenle fesih hakkı vermemelidir. İşçinin ücretine sık sık haciz gelmesi nedeni ile iş sözleşmesinin geçerli nedene dayalı olarak feshedilebilmesi için işçiye önceden ihtar çekilmeli ve bu durumun işyerinde olumsuzluklara yol açtığı somut bir biçimde ortaya konulmalıdır. Davacı işçiye fesih öncesi herhangi bir ihtar verilmediği gibi davacının davranışının işyerinde olumsuzluklara yol açtığı da somut bir biçimde ispatlanamamıştır. Bu nedenle mahkemece feshin geçerli nedene dayandığı gerekçesi isabetli değildir.”

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi bir başka kararında da işverenin, işçinin ücretinde bulunan haczin kaldırılmasına yönelik bulunduğu tüm uyarılara rağmen işçinin herhangi bir işlem yapmadığı için savunmasının alındığını, bu davranışının işyerinde olumsuzluklara neden olduğunu, bu nedenle feshin davacının davranışlarından kaynaklanan geçerli nedene dayandığını belirtmiştir.

Her ne kadar uygulamada bu konuda net bir fikir birliği bulunmasa da yukarıda değinilen Yargıtay kararları ışığında işçi lehine yorum ilkesi gereğince sıkı denetim uygulamasının mevcudiyeti sebebiyle, işverenlerin aksiyon almadan önce somut olaya göre Yargıtay’ın aradığı tüm unsurları tespit etmesi ve konuyu objektif bir bakış açısı altında değerlendirmesi gerekmektedir. Aksi halde, işçinin borcu nedeniyle gelen maaş hacizleri dikkate alınarak yapılacak bir fesihte işe iade riski yüksek olacaktır.

İşçinin borcu nedeniyle yapılacak kesintilerde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 35. maddesi hükmü de dikkate alınması gereken bir başka konudur. İş Kanunu’nun 35. maddesi “İşçilerin aylık ücretlerinin dörtte birinden fazlası haczedilemez veya başkasına devir ve temlik olunamaz. Ancak, işçinin bakmak zorunda olduğu aile üyeleri için hâkim tarafından takdir edilecek miktar bu paraya dâhil değildir. Nafaka borcu alacaklılarının hakları saklıdır.” hükmünü havidir. Bu kapsamda işverenlerin ilgili kesintileri yaparken kanunun ilgili maddesini dikkate alması ve aynı işçi adına birden fazla haciz söz konusu ise kesintilerin sıraya konularak yapılması yasal zorunluluklar arasındadır.

Av. Hülya Sürgülüoğlu