Şirket Merkezi Adres Değişikliği Durumunda Yapılması Gereken İlk İşlemler

Oct 06, 2017

1. Giriş

Türk Ticaret Kanunu uyarınca ticaret şirketlerinin merkez adresleri, kuruluş sırasında esas sözleşmelerinde belirtilmekte ve adres değişikliği durumunda yeni adresin, ticaret sicil gazetesinde tescil ve ilan edilmesi gerekmektedir. Şirket adresinin vergilendirme, tebligat, ruhsatlandırma gibi hususlarda önemi bulunmaktadır. Bu nedenle adresini değiştiren şirketlerin, yasal sürelere uymak kaydıyla gerekli mercilere bildirimde bulunmaları ve gerekli işlemleri gerçekleştirmeleri gerekmektedir. Bu kapsamda adres değişikliği sırasında yapılması gereken ilk işlemler aşağıda açıklanmaktadır.

2. Türk Ticaret Kanunu Uyarınca Adres Değişikliği ve Ticaret Siciline Tescili

Türk Ticaret Kanunu uyarınca şirket esas sözleşmelerinde şirket merkezinin bulunacağı yerin, diğer bir deyişle şirket adresinin gösterilmesi zorunludur. Kuruluş sırasında şirket esas sözleşmesi ilgili ticaret sicil müdürlüğü nezdinde tescil edilmektedir. Türk Ticaret Kanunu’nun 31. maddesi ise tescil edilmiş hususlarda meydana gelen her türlü değişikliğin de tescile tabi olduğunu belirtmektedir. Dolayısıyla şirket merkezi (adresi) değişikliği durumunda bu değişikliğin tescil edilmesi gerekmektedir. Bu konuda yetkili organ tarafından alınan adres değişikliği kararının ticaret sicil müdürlüğünde tescil ve ilanı gerekmektedir.

3. Vergi Mevzuatı Kapsamında Adres Değişikliğinin Bildirilmesi

Vergi mükellefiyeti kapsamında adres değişikliklerinin vergi dairesine bildirilmesi gerekmektedir. Vergi mükellefleri, adres değişikliklerini olayın gerçekleşmesinden itibaren bir aylık süre içerisinde bağlı bulundukları vergi dairesine bir dilekçe ile bildirmekle yükümlüdür. Mükellef tarafından adres değişikliğine ilişkin bildirimin yasal süresi içinde yapılmaması halinde mükelleflere ikinci derece usulsüzlük cezası uygulanması riski bulunmaktadır.

Yine adres değişikliğinin bildirilmemesi durumunda vergi dairesi tarafından ilan suretiyle tebligat yapılarak mükellef hakkındaki yasal işlemlere devam edilmesi söz konusu olacaktır. Bu durumda değişikliği bildirmeyen şirket, ilanen yapılan tebligattan haberdar olmaz ise, şirketin aleyhe tesis edilen idari işlemlere karşı tebliğ ile işlemeye başlayacak olan yasal süreleri kaçırması gibi önemli bir risk söz konusu olacaktır.

4. Sosyal Güvenlik Mevzuatı ve Adres Değişikliği

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 11. maddesinin 5. fıkrası, işyerinin faaliyette bulunduğu adresten başka bir adrese nakledilmesi durumunu düzenlemektedir. İlgili fırkaya göre, işyerinin farklı bir ilde bulunan adrese nakledilmesi durumunda, nakil tarihinden itibaren 10 gün içinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na işyeri bildirgesi verilmesi gerekmektedir.

Ancak işyerinin aynı il sınırları içinde, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun diğer bir ünitesinin görev alanına giren başka bir adrese nakledilmesi halinde, adres değişikliğinin yazı ile bildirilmesi yeterlidir.

Şirketin faaliyetlerini gerçekleştirildiği şirket merkezi, 5510 sayılı Kanun kapsamında işyeri olarak kabul edilmektedir. Adres değişikliğinin aynı il sınırları içinde yapılması durumunda işyeri bildirgesi verilmesine gerek bulunmamakta, yalnızca bir beyan dilekçesi ile adres değişikliğinin bildirilmesi yeterli kabul edilmektedir. Ancak farklı bir ilde bulunan bir adrese nakil söz konusu ise yeniden işyeri bildirgesi verilmesi gerekmektedir.

İşveren sıfatı ile iş ve sosyal güvenlik mevzuatı kapsamında birtakım yükümlülükler altında bulunan şirketlerin, herhangi bir hak kaybı yaşamamak ve bir yaptırım ile karşı karşıya kalmamak adına, adres değişikliklerini 5510 sayılı Kanun uyarınca süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na da bildirmeleri gerekmektedir.

5. İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı ve Belediye Nezdindeki Diğer İşlemler

Yürürlükte olan yasal mevzuat uyarınca, sıhhi ve gayrisıhhi işyerleri ile umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin ruhsatlandırılması hakkındaki yetki, alanlara göre değişmekte olup 10.08.2005 tarih ve 25902 sayılı İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik’in (“Yönetmelik”) 6. maddesi uyarınca ruhsatlandırma konusunda yetkili idarelerden usulüne uygun olarak işyeri açma ve çalışma ruhsatı alınmadan işyeri açılamayacağı ve çalıştırılamayacağı belirtilmekte ve ruhsatı bulunmaksızın açılan işyerlerinin yetkili idareler tarafından kapatılacağı ifade edilmektedir.

Yönetmelik’in 8. maddesinin 4. fıkrasında ise, işyerinin başka bir adrese nakledilmesi halinde yeniden ruhsatlandırılmasının esas olduğu belirtilmektedir.

Bu durumda bir işyeri olarak faaliyet göstermekte olan şirket merkezlerinin, adres değişikliği sonrasında taşınılan yeni adres bakımından yeniden ruhsatlandırılması gerekmektedir. Aksi halde işyerinin kapatılması riski bulunmaktadır. Şirket merkezinin değişmesi durumunda, yürürlükteki mevzuat kapsamında alınması gereken ruhsat için yeniden başvuruda bulunulmalı ve yetkili idare tarafından talep edilen belgeler hazırlanarak gerekli ruhsat başvurusu gerçekleştirilmelidir. Yine belediyeler nezdinde takip edilmesi gereken işlemlerden bir diğeri de çevre temizlik vergisi ve ilan ve reklam vergisi işlemleri hakkında bilgi verilmesidir. Yürürlükteki yasalar uyarınca şirketlerin çevre temizlik vergisi ve (zaman zaman) ilan ve reklam vergisi mükellefiyeti bulunmakta olup adres değişikliği durumunda bu vergiler bakımından da değişiklik söz konusu olabileceğinden belediyelere bu konuda bilgi verilmesi gerekmektedir. Ruhsatlandırma konusunda yetkili idarelerin belediyeler olduğu durumlarda, yeniden ruhsatlandırma için belediyelere başvurulduğu sırada ilgili vergilere ilişkin işlemler de eş zamanlı olarak gerçekleştirilmektedir.

6. Sonuç

Yukarıda sayılan işlemler, ilk aşamada sermaye şirketlerinin adres değişikliği konusunda gerçekleştirmesi gereken işlemler olarak değerlendirilmektedir. Her ne kadar şirketin türü, faaliyet konusu, tabi olduğu mevzuat, işlettiği işyeri gibi özellikler uyarınca farklı hükümler uygulama alanı bulabilecek ise de genellikle şirketler, bir işyeri işletmekte ve bu şirketlerin vergi (çevre temizlik vergisi ile ilan ve reklam vergisi dahil) mükellefiyetleri bulunmaktadır. Dolayısıyla kanunlar kapsamında herhangi bir yaptırım ile karşı karşıya kalmamak adına ilk aşamada yukarıda işlemler içinde gerçekleştirilmeli, yine şirketin ticari faaliyetleri, tabi oldukları mevzuat ve operasyonları kapsamında ilişkilerinin bulunduğu kurum ve kuruluşlara bu konuda bilgilendirme yapılması gerekmektedir. Gerçekleştirilecek işlemler bakımından her kurum ve kuruluştan farklı bilgi ve belge talepleri söz konusu olabilecek olup bu konularda ilgili kurum ve kuruluşlara iletişime geçilerek bilgi alınması gerekecektir.

Aksi halde şirkete yapılacak olan tebligatlar, vergilendirme, ruhsatlandırma gibi konular başta olmak üzere şirketin birtakım problemlerle karşı karşıya kalma riski söz konusu olacak ve şirket aleyhine çeşitli cezaların uygulanması ihtimali ortaya çıkacaktır.

Av. F. İmren Tunç