Tamamlayıcı Sağlık Sigortası Uygulaması

Nov 14, 2017

SGK zorunlu genel sağlık sigortası (“SGK GSS”) kullanılırken özel hastanelerde ödenmesi gereken fark ücretlerini karşılayan tamamlayıcı sağlık sigortası (“TSS”) yapılmasının hukuken değerlendirilmesi aşağıda yer almaktadır.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda (“Kanun”) zorunlu genel sağlık sigortası düzenlenmiş ve Kanun’un 60. maddesinde genel sağlık sigortalısı sayılanlar sıralanmıştır.

Bu kapsamda, aşağıda belirtilen belirli istisnalar haricinde Türkiye’de yaşayan tüm vatandaşlar SGK GSS kapsamına dâhil edilmiştir.

-Yabancı bir ülkede kurulu herhangi bir kuruluş tarafından o kuruluş adına ve hesabına Türkiye'ye bir iş için gönderilen ve yabancı ülkede sosyal sigortaya tâbi olduğunu belgeleyen kişiler,

-Türkiye'de kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan yerleşim yeri yurt dışında olup o ülke sosyal güvenlik mevzuatına tâbi olanlar,

-Kamu idarelerinin dış temsilciliklerinde istihdam edilen ve temsilciliğin bulunduğu ülkede sürekli ikamet izni veya bu devletin vatandaşlığını da haiz bulunan Türk uyruklu sözleşmeli personelden, bulunduğu ülkenin sosyal güvenlik kurumunda sigortalı olduğunu belgeleyenler ile kamu idarelerinin dış temsilciliklerinde istihdam edilen sözleşmeli personelin uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri çerçevesinde ve temsilciliğin bulunduğu ülkenin ilgili mevzuatının zorunlu kıldığı hallerde, işverenleri tarafından bulunulan ülkede sosyal sigorta kapsamında sigortalı yapılanlar,

-Hükümlü ve tutuklular,

- Er, erbaş ve yedek subay okulu öğrencileri,

-3201 sayılı Kanuna göre borçlanarak emekli olan ve yerleşim yeri yurt dışında olanlar,

-Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ile bunların emeklileri ile bunların bakmakla yükümlü oldukları aile fertleri ve dul ve yetimleri,

-Anayasa Mahkemesi üyeleri ile bunların emeklileri ile bakmakla yükümlü oldukları aile fertleri,

- Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi kapsamındaki mütekabiliyet esası da dikkate alınmak şartıyla oturma izni almış yabancı ülke vatandaşlarından yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında sigortalı olamayan ve Kanunun 4 üncü maddesi kapsamında sigortalı sayılmayan kişilerden, Türkiye’de bir yıldan kısa süreyle yerleşik olanlar,

-5510 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesinde belirtilen; 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamındaki bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, ticaret odaları, sanayi odaları, borsalar veya bunların teşkil ettikleri birlikler personeli için kurulmuş bulunan sandıkların üyeleri,

genel sağlık sigortalısı ve genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi sayılmaz.

Bu husus aşağıda belirtilen Yargıtay kararları ile de sabittir.

“1.10.2008 tarihinden itibaren yürürlükte bulunan 5510 Sayılı Kanun'un “Genel sağlık sigortalısı sayılanlar “ başlıklı 60. maddesinin -g- bendi gereğince “ Yukarıdaki bentlerin dışında kalan ve başka bir ülkede sağlık sigortasından yararlanma hakkı bulunmayan vatandaşlar, genel sağlık sigortalısı sayılır.” hükümlerine yer verilmiştir. Anılan hüküm sağlık sigortasının uygulanma alanını olabildiğince genişletmiş bulunmaktadır. Şayet bir vatandaşın konumu, 60. maddede belirtilen bentlerin hiçbirine girmiyor ve o kimse başka bir ülkede sağlık sigortası yardımlarından yararlanamıyorsa genel sağlık sigortalısı sayılır. Amaç, hiç kimseyi genel sağlık sigortası kapsamı dışında tutmamaktır. O sebeple ülkemizde “herkes genel sağlık sigortası kapsamına alınmıştır” diye bir sonuca varılabilir. Zira 60. maddede kimlerin genel sağlık sigortası sayılacağı ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiş, durumları bu ayrıntılı hükümlere uymayanlar genel sağlık sigortalısı sayılmıştır.” T.C. Yargıtay 10. H.D. E. 2016/4604 K. 2016/10803 T. 28.6.2016

Hizmet akdi ile çalışan kişilere ilişkin prim ödeme yükümlüsünün işveren olduğu Kanun’un aşağıda belirtilen 87. maddesi ile hüküm altına alınmıştır.

MADDE 87- Bu Kanunun uygulanmasında kısa ve uzun vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası ve isteğe bağlı sigorta bakımından; a) (Değişik: 17/4/2008-5754/51 md.) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerine ve 5 inci maddenin (a) bendine tabi olanlar için bunların işverenleri, (…) prim ödeme yükümlüsüdür.

Ancak tamamlayıcı sağlık sigortası gibi ihtiyari sigorta türlerinde primlerin kim tarafından ödeneceği kanunda düzenlenmemiş olmakla birlikte bir işverenin bir yılını dolduran tüm çalışanlarına tamamlayıcı sağlık sigortası yapması halinde grup sigortası koşulları uyarınca işveren, sigorta ettiren sıfatı ile tüm primleri sigorta şirketine ödemekle mükellef olacaktır.

Çalışanın ücretinden sigorta primlerinin yarısının kesilmesi ise işveren ile çalışan arasındaki iç ilişki kapsamında değerlendirilmelidir. Bu noktada önemle belirtmek isteriz ki TSS kapsamında ödenen primler gider olarak gösterilerek vergiden mahsup edilebilecektir

O halde, SGK GSS dışında yapılacak tüm sigortaların ihtiyari olacağı ve prim ödemesi sadece işveren tarafından yapılmayacaksa sigortalının rızasının alınması gerektiği sonucuna varılmaktadır.

Av. Bilgesu Demirel