Türk Borçlar Kanunu’nda Genel İşlem Koşulları

Nov 01, 2015

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) yürürlükten kalkan Borçlar Kanunu’ndan (“BK”) ayrıldığı ve yenilik getirdiği noktalardan birisi de Genel İşlem Koşullarıdır. Genel İşlem Koşulları özellikle gündelik hayatta hizmet ve mal alım-satımlarında tek tip olarak hazır edilen sözleşmelerde yer alan hükümleri ifade etmektedir.

Genel işlem koşulları TBK’nın 20 ile 25. maddeleri arasında düzenlenmekte olup tanım 20. maddede şu şekilde yer almaktadır;

“Genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir. Bu koşulların, sözleşme metninde veya ekinde yer alması, kapsamı, yazı türü ve şekli, nitelendirmede önem taşımaz.”

Görülebileceği üzere kanun koyucunun iradesi, sözleşmenin nispeten güçsüz olan tarafını sözleşme özgürlüğü çerçevesinde mümkün mertebe korumaktır. Bunu özetler nitelikteki 21. madde hükmünde “Karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlıdır. Aksi takdirde, genel işlem koşulları yazılmamış sayılır. Sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşulları da yazılmamış sayılır.” denilmek sureti ile genel işlem koşullarına aykırılık noktasında yaptırımlar da öngörüldüğünü belirtmiştir. Nitekim Yargıtay bir kararında aşağıdaki şekilde hüküm kurmuştur.

"Ticari kredi için ödenen masrafların erken kapama komisyonu ve ipotek fek ücretinin iadesi talebi/davacı aleyhine sözleşmeye konulan masrafların yazılamamış sayılacağı ve genel işlem şartına açıkça aykırı kabul edileceği/haksız alınan bedelin banka hesabına girdiği andan itibaren faiz işletilerek iade edilmesi gerektiği” (T.C. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2014/13315 E. 2014/13503K. Sayılı kararı)

TBK’da genel işlem koşullarına aykırılık halinde uygulanacak yaptırım “yazılmamış sayılma” olarak belirlenmiştir. Bu yaptırım türü sözleşmenin tümünün geçerliliğine bir halel getirmemekte, söz konusu yaptırım yalnızca genel işlem koşullarına aykırılık taşıyan hüküm veya hükümler bakımından uygulanmaktadır. Şüphesiz kanun koyucunun bu yöndeki iradesinin temel sebebi TBK’da sözleşme serbestisi görüşünün benimsenmiş olmasıdır. Genel işlem koşullarına aykırılık teşkil eden hükümler yazılmamış sayılacak iken aykırılık taşımayan maddeler geçerliliğini koruyacaktır.

Gündelik hayatta akdedilen sözleşmeler karmaşık, ilk bakışta hüküm ve yaptırımları açık olmayan ve yanlış anlaşılmaya müsait hükümler de içerebilmektedir. Özellikle ortalama düzeyde bir vatandaşın dahi yorumlamakta, hükmün kendisi için getirdiği yükümlülükleri ve/veya kazandırdığı hakları yorumlamakta güçlük çektiği hükümler bulunmaktadır. İşte bu hükümler için kanun koyucu sözleşme içerisindeki hükümlerin yorumlanması hususunu da sözleşmenin nispeten güçsüz konumunda olan tarafını korur nitelikte hüküm sevk ederek ele almıştır. Bu sayede sözleşmede yer alan hükmün aleyhe yorumlanabilme ihtimali bulunduğu hallerde durumun ağırlaştırılabilmesine imkân tanıyan haller bakımından yerinde bir sınırlama getirilmiştir.

TBK, genel işlem koşullarında yer alan maddelerin güçlü konumda olduğu kabul edilen düzenleyen tarafından tek taraflı irade ile değiştirilmesi ya da yeni düzenleme yapılması noktasında da düzenleme yapmak isteyenin aleyhine bir hüküm sevk etmiştir. Buna göre 23. maddede “Genel işlem koşullarının bulunduğu bir sözleşmede veya ayrı bir sözleşmede yer alan ve düzenleyene tek yanlı olarak karşı taraf aleyhine genel işlem koşulları içeren sözleşmenin bir hükmünü değiştirme ya da yeni düzenleme getirme yetkisi veren kayıtlar yazılmamış sayılır.” denilmekle hükmün sevk maksadının açıkça nispeten güçsüz ve koşulları üzerinde pazarlık yapmaya elverişli konumda bulunmayan tarafın korunması olduğu vurgulanmıştır.

Genel işlem koşullarını ele alan son madde ise 25. madde olup “içerik denetimi” hususunu düzenlemektedir. Madde metninde “Genel işlem koşullarına, dürüstlük kurallarına aykırı olarak, karşı tarafın aleyhine veya onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hükümler konulamaz.” denilmiş, sözleşme tarafları, bilhassa güçsüz konumda bulunan taraf, sözleşme özgürlüğü çerçevesinde kalmak şartı ile bir kez daha korunmaya çalışılmıştır.

Genel işlem koşullarına ilişkin TBK’da yer alan ve yukarıda bahsi geçen maddelerin uygulama alanı bakımından ise bir sınırlama getirilmemiştir. Kanun koyucu tarafından aksi belirtilmediği için tacir ve tüketici ayrımı yapılmaksızın herkesin söz konusu kanun maddelerine tabi olduğunu kabulü gerekir. Doktrinde de bu görüş desteklenmektedir. “…Türk Borçlar Kanunu’nda (TBK) genel işlem koşullarının denetimine ilişkin bir düzenlemeye yer verilmiş olması ve bu düzenlemenin tüketici/tacir ayırımı yapılmaksızın herkese uygulanacağının kabul edilmiş olması kural olarak yerindedir.” (ATAMER, Yeni Türk Borçlar Kanunu Hükümleri Uyarınca Genel İşlem Koşullarının Denetlenmesi syf.10)

Sonuç: Genel işlem koşulları, TBK’da ve hukuk düzenimizin genelinde kabul edilmiş olan sözleşme serbestisi ilkesine sözleşmenin tarafları arasında hukuk düzeni içerisinde mutlak adaleti sağlamak için getirilmiş bir istisnaî koruma kurumudur. Nispeten güçsüz konumda bulunan ve/veya rekabet etme gücü bulunmayan tarafın, sözleşme hükümlerinin tatbiki esnasında korunmaya değer görülen haklarının doğabilecek eşitsizlikler karşısında korunması amaçlanmıştır.

Av. N. Engin Sokullu
01.10.2015