3 SORUDA 7155 SAYILI KANUN İLE BİR DAVA ŞARTI OLARAK ARABULUCULUĞA GETİRİLEN DEĞİŞİKLİKLER HAKKINDA DEĞERLENDİRMELERİMİZ

Dec 20, 2018

19.12.2018 tarihli ve 30630 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun (“Kanun”) ile  6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na ilişkin (“TTK”) değişiklikler yapılmıştır. Bahse konu düzenlemeler soru cevap şeklinde işbu bilgi notumuzda açıklanmaktadır.

1. Kanun ile Ticari Uyuşmazlıklara Getirilen Arabuluculuk Şartına İlişkin Düzenlemeler Nelerdir?

Söz konusu Kanun ile getirilen belki de en büyük değişiklik; TTK’ya 5/A maddesini eklenmesi suretiyle konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerini içeren ticari davalarda zorunlu arabuluculuk şartının getirilmesidir.

Bilindiği üzere; arabuluculuk, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, bağımsız bir üçüncü kişinin gözetiminde çözümünü hedefleyen, tarafların mutabakatına dayalı bir alternatif uyuşmazlık çözüm yoludur. Bir hususun kanunda dava şartı olarak belirtilmesi ise; ilgili şartın yerine getirilmemesi durumunda davanın açılamayacağı anlamına gelmektedir. 

Dolayısıyla, Kanun ile getirilen bu düzenleme ile ticari davalara ilişkin bir miktar paranın ödenmesi konulu tazminat yahut alacak davası açabilmek için, tarafların önce bir arabulucuya başvurması zorunlu hale gelmektedir.

Kanun, arabuluculuğa ilişkin süreyi belirli bir sınırlamaya tabi kılmıştır. TTK’ya eklenecek 5/A maddesinin 2. fıkrası uyarınca “Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” Bu süreçte uzlaşma sağlanamaması halinde süreç mahkemelere taşınacaktır.

2. Kanun ile TTK’ya Getirilen Arabuluculuk Şartı Hangi Tarihten İtibaren Yürürlüğe Girecektir?

Kanun’un “Yürürlük” başlıklı 26. maddesi incelendiğinde, dava şartı olarak arabuluculuğu düzenleyen hükmü içeren 21. maddenin 01.01.2019’da yürürlüğe gireceği gözlemlenmektedir. Ancak, Kanun’un 21. maddesi kapsamında TTK’ya eklenecek “Geçici Madde 12” ile bahse konu arabuluculuk şartının, hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri, bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay’da görülmekte olan davalar hakkında uygulanmayacağı hükme bağlanmıştır. Bu bağlamda, 01.01.2019 tarihinden sonra konusu bir miktar paranın ödenmesi olan her türlü ticari davanın arabuluculuk şartına tabi olacağı, ancak bu tarihten önce açılan ve 01.01.2019 tarihi itibariyle görülmekte olan davalarda bu şartın aranmayacağı anlaşılmaktadır.

3. Dava Şartı Olarak Arabuluculuk’a İlişkin Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na Getirilen Düzenlemeler Nelerdir?

Kanun Koyucu, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na getirilen 18/A maddesi ile bir dava şartı olarak öngörülen arabuluculuk müessesine ilişkin aşağıda örneklerine yer verilen düzenlemeleri oluşturmuştur: 

Tutanağın Dava Dilekçesine Eklenmesi Gerekliliği: Şayet arabuluculuk görüşmesi sonucunda anlaşmaya varılamamışsa, dava yoluna başvurmak isteyen davacı işbu hususu belirtir son tutanağın aslını yahut arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkeme ilgili belgenin 1 hafta içinde sunulması için davacıya kesin süre tanıyacak ancak son tutanak bu süre içinde de sunulmaz ise dava usulden reddedilecektir. Arabuluculuğun bir dava şartı olduğu uyuşmazlıklarda ise, hiç başvurulmamış olunması halinde ise, dosya, dava şartı yokluğundan reddedilecektir.

Arabuluculuk İçin Başvuru: Arabuluculuk için başvuru, dava konusu uyuşmazlığa taraf olanların, uyuşmazlığın konusuna göre yetkili mahkemenin bulunduğu yer arabuluculuk bürosuna, şayet ilgili adliyede arabuluculuk bürosu yok ise görevlendirilen yazı işleri müdürlüğüne müracaati ile gerçekleşecektir. Arabulucunun herhangi bir yetki itirazında bulunma hakkı bulunmamaktadır. Ancak uyuşmazlığın karşı tarafı en geç ilk toplantıda anılan itirazda bulunma hakkını haizdir. Bu durumda, arabulucu, dosyayı ilgili sulh hukuk mahkemesine gönderecek ve bu mahkeme yetki hususunda nihai kararı verecektir. Yetkili mahkemeye ilişkin bilgiler taraflara tebliğ edilecek ve taraflar kararın tebliğinden itibaren 1 hafta içinde yetkili büroya başvurabileceklerdir. 

Arabuluculuk Sürecinin Süresi: Mevzuatta özel hüküm bulunmaması halinde; arabulucu, başvuruyu görevlendirildiği tarihten başlamak üzere 3 hafta içinde sonuçlandırmak durumundadır. Zorunlu haller durumunda süre 1 hafta uzatılabilir.

Arabuluculuk Görüşmesine Katılmamanın Sonuçları: Uyuşmazlığın taraflarından herhangi birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin arabuluculuk toplantısına gelmemesi durumunda; işbu durum son tutanakta belirtilecek ve bu taraf davaya ilişkin yargılama giderlerinden haklı olup olmadığına bakılmaksızın sorumlu olacaktır. Şayet toplantıya hiçbir taraf katılmaz ise; tarafların kendi yaptıkları yargılama giderleri kendileri üzerine bırakılacaktır.

Ücret: Arabulucunun hak kazanacağı ücret  yargılama gideri olarak vasıflandırılmıştır. Ayrıca ücret, arabuluculuk görüşmesinin sonucuna göre farklılık gösterecektir. Şöyle ki; görüşme kapsamında taraflara ulaşılamaması, taraflardan birinin görüşmeye katılmaması yahut görüşme sonucunda mutabakata varılamaması hallerinde, 2 saatlik ücret Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacaktır. Fakat bu meblağ ileride davada haksız çıkan taraftan tahsil edilecektir. Anılan durumlarda görüşmenin 2 saatin aşması halinde ise, aksine anlaşma yok ise aşan kısma ilişkin ücret taraflarca eşit olarak karşılanacaktır. Tarafların görüşme sonucu mutabakata varmaları halinde ise, arabulucunun hak kazandığı tüm ücret, aksine anlaşma yok ise taraflarca eşit olarak karşılanacaktır.

Arabuluculuk Sürecinin Zamanaşımına Etkisi: Arabuluculuk bürosuna başvurulmasından, son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar zamanaşımı duracak ve hak düşürücü süre işlemeyecektir. Ek olarak, davanın açılmasından önce bir ihtiyati haciz yahut ihtiyatı tedbir kararı verilmesi hallerinde, İİK’nın 264. Maddesinde düzenlenen kararı takiben 1 hafta içerisinde dava açma şartı, yine başvuru tarihinden son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar işlemeyecektir.

İstisna: Tahkim sözleşmelerinin yahut mevzuatta alternatif çözüm yollarına başvuru zorunluluğunun bulunması halinde arabuluculuğa başvurulmayacaktır.

Değerlendirme ve Sonuç 

Yargıtay da dâhil olmak üzere her mahkemenin dosya yoğunluğu düşünüldüğünde; Kanun Koyucu’nun kişileri alternatif uyuşmazlık yöntemlerine yöneltmeye çalıştığı gözlemlenmektedir. Bilindiği üzere, geçtiğimiz senenin başında işçilik alacaklarına ilişkin davalar için arabuluculuk şartı getirilmişti. Kanun ile 01.01.2019 itibarıyla benzer bir düzenleme olan ticari davalara ilişkin zorunlu arabuluculuk şartı yürürlüğe girmektedir. Değinilen yeni düzenleme ile olası bir ticari uyuşmazlığın çözümünde ilgili tüm delillerin sürecin başlangıcında toplanarak arabuluculuk görüşmesine katılım sağlanmasının sürecin daha verimli işleyeceği kanaatindeyiz.

Konuya ilişkin bir sorunuz olması halinde memnuniyetle yardımcı olabileceğimizi belirtiriz.

Saygılarımızla,

Özay Hukuk Bürosu