Türk Dil Kurumu’nca “Bir eserden, bir yerden alıntı yapmak; bir yazıyı, bir sözü olduğu gibi veya kısaltarak alıp yazmak veya söylemek” şeklinde, hukuk doktrininde ise “bir eserin parçalarının aynen yahut mealen ve kaynak gösterilerek başka bir eser içinde kullanılması.”[1] şeklinde tanımlanan iktibasın, hangi şartlarda hukuka uygun sayılacağı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun (“FSEK”) 35. maddesinde “İktibas Serbestisi” adı altında düzenlenmiştir.
Söz konusu düzenlemede iktibasın mümkün kılındığı hallerin varlığının her bir somut olayda detaylı şekilde irdelenmesi gerektiği hususu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29.06.2021 tarihli 2017/11-2628E. 2021/865K. sayılı kararı ile netlik kazanmıştır.
İşbu makalede, iktibas serbestisinin hangi şartlar altında nasıl değerlendirilmesi gerektiğinin tartışıldığı Hukuk Genel Kurulu Kararı, aşağıdaki başlıklar altında değerlendirilmiştir.
İktibas serbestisinin her yönüyle tartışılmasına olanak veren uyuşmazlık, davacıların 2010 yılında Uluslararası Kadın Hattatlar Sempozyumu ve İcazet Töreni’nde sergilenen hat eserlerinin, davalının derleme eser niteliğinde olduğunu iddia ettiği “Dünden Bugüne Hanım Hattatlar” adlı eserinde izinsiz olarak basıldığı iddiasından doğan maddi-manevi tazminat talebi ile tecavüzün men’i ve ref’i talebine ilişkindir.
Somut olayda davacılar, 2010 yılı Haziran ayında 15 gün süren Uluslararası Kadın Hattatlar Sempozyumu ve İcazet Töreni’nde hat eserlerini sergilemiş ve böylelikle umuma arz etmiştir. Davalı, “Dünden Bugüne Hanım Hattatlar” adlı derleme kitabında davacıların eserlerine ait genel nitelikte bilgilere de yer vermek suretiyle Türkiye’deki ve dünyadaki kadın hat sanatçılarının hayat hikayelerine, kariyer gelişimlerine ve kronolojik sırasıyla hat sanatına katkı sağlayan sanatçıların eserlerine yer vermiştir.
Davalı, kitabında davacıların eserlerine yer vermeden önce kitapta yer verilecek eserlere ilişkin davacıların hocası ve davacılar ile e-mail üzerinden yazışmalar yapmış ise de eserlerin kullanılmasına dair yazılı izin almamıştır.
Gelinen noktada davacılar, ilgili kitapta eserlerinin yazılı izin alınmaksızın kullanılmış olduğu, kendilerine ait biyografilerde hataların bulunduğu, bu sebeple davalıya gönderilen tecavüzün men’i ve ref’i talepli ihtarnameye yanıt verilmediği gerekçeleriyle ilgili davayı ikame etmiştir.
Davalı ise, kitapta kullanılan hat eserlerinin bizzat davacılar ile yapılan görüşmeler neticesinde kendileri tarafından gönderildiğini, izinsiz kullanım iddiasının hakkın kötüye kullanımı mahiyetinde olduğunu, kitabın derleme niteliğinde ve kar amacı gütmeyen bilimsel amaçla hazırlanmış bir eser olmasından kaynaklı olarak iktibas serbestisi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savunmuştur.
Yerel Mahkeme, davanın kısmen kabulü ile
İlgili karar, taraf vekillerince temyiz edilmiş ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nce Yerel Mahkeme kararı aşağıda açıklanan sebeplerle bozulmuştur.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, davalıya ait kitabın, FSEK 6. maddede “İşlemeler ve Derlemeler” başlığı altında düzenlenmiş derleme bir eser olduğu, FSEK 35. maddede yer alan alıntı serbestisinin somut olayda uygulanması gerektiği, hat eserlerinin sempozyumda sergilenmiş olmasının umuma arz şartını yerini getirmiş olarak nitelendirilmesi gerektiği ve ilgili kitapta eserlerin kime ait olduğuna gereği gibi yer verilmiş olduğu kanaatlerine vararak davanın reddedilmesi gerekirken kısmen kabulünün hukuka aykırı olduğuna karar vermiştir.
Yerel Mahkeme ise, önceki kararındaki gerekçelerinin yanı sıra direnme kararında
Yerel Mahkeme’nin direnme kararı sonrası Hukuk Genel Kurulu’nun önüne gelen uyuşmazlıkta Hukuk Genel Kurulu, Yerel Mahkeme ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi kararlarına gerekçe gösterilen her bir başlık tek tek irdelenerek FSEK 35. madde kapsamındaki iktibas serbestisinin şartlarının var olup olmadığı incelenmiştir. Bu doğrultuda Hukuk Genel Kurulu’nca aşağıdaki başlıklar altında iktibas serbestinin şartları değerlendirilmiştir:
Somut olayda, Yerel Mahkeme’nin kararındakinin aksine eserin kamuya arz edilmiş olması değerlendirilmesinde arz olunma kitlesinin genişliğinin ve/veya arz olunma süresinin bir önemi olmadığı vurgulanmakla hak sahibinin rızası ile bir kere umuma arz edilmiş olmasıyla alenileşme olgusunun gerçekleşmiş sayılacağına; kaldı ki rıza ile bir kez alenileşme eylemi sonrası rızanın geri alınması halinin alenileşmeyi ortadan kaldırmayacağına değinilmiştir.
İlgili şartta dikkat edilmesi gereken husus, iktibas edilen eserin bilimsel eser olması değil iktibas yapılacak eserin bilimsel eser niteliğinde olmasıdır. Öte yandan bilimsel eserler, yalnızca ilgili alandaki uzmanların anlayabileceği değil, halkın her kesiminin anlayabileceği bilgileri içeren bir nitelikte olabilecektir. Burada önem verilmesi gereken esas husus, iktibas yapılan eserin hangi amaçla oluşturulduğudur. Bu kapsamda eğitim ve öğretim amacı dışında oluşturulmuş bir derleme eserin ayrıca bilimsel eser olarak nitelendirilmesi söz konusu değil ise iktibas serbestisinden yararlanılamayacaktır.
Somut olayda kitabın, kadın hat sanatçılarına dair bilgi aktarmak amacıyla hazırlandığı olgusu dikkate alındığında bilimsel eser olarak nitelendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Burada vurgulanmak istenen husus, eser sahibin hususiyetini taşımaktansa ilgili eserin, daha ağırlıklı olarak iktibas edilen eserin sahibinin hususiyetini taşımaması gerektiğidir. Bir diğer deyişle iktibas edilen eser ile iktibas yapılan eser arasında bağımsızlıktan bahsedilmelidir.
Somut olayda davalının kitabında, yalnızca davacıların hat eserlerine değil Türkiye ve dünyadan pek çok kadın sanatçının eserlerine ve hikayelerine yer verilmiş olduğundan bağımsızlık olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekecektir.
İşbu şart altında anlaşılması gerekene dair Hukuk Genel Kurulu’nca oldukça önemli açıklamalara yer verilmiştir. Bu kapsamda bir eserin eleştirilmesinin, desteklenmesinin ya da iktibas edilen eserde yer verilen açıklamaların/bilgilerin olumlu ya da olumsuz olarak ispatlanması için bir araç gibi kullanılmasının aydınlatma amacının kapsamında olacağına vurgu yapılmıştır.
Somut olayda davalının kitabının tarihten bugüne kadın hat sanatçılarına dair bilgi vermek amacıyla yazıldığı ve davacıların da kadın hat sanatçıları olması yönünden kitabın bilimsel kapsamına katkıda bulunarak aydınlatma noktasında yardımcı bir rol oynağının kabulü gerekmiştir.
Yukarıda bahsedildiği üzere bilimsel eseri aydınlatma amacıyla yapılan bir iktibasın söz konusu amaca hizmet edecek oranda yapılması önem teşkil etmektedir. FSEK’te bu oranın ne olduğuna dair bir düzenleme bulunmadığından her olay özelinde ayrıca irdelenmesi gerekmektedir.
Somut olayda davacıların eser sayısının, bunların niteliğinin ve kullanım şeklinin kitap geneline oranlaması dikkate alındığında amacı aşan bir oranda iktibas yapılmadığı söylenebilecektir.
Bu şart altında düzenlenmek istenen, iktibas yapıldığının açıkça anlaşılmasının sağlanmasıdır. Bu anlamda iktibas yapılan eserin sahibinin ve iktibas edilen kısmın alındığı yerin açıkça belirtilmesi gerekmekte olup eserin ilk nerede umuma arz edildiğine dair bilgi verilmesi ise zorunlu değildir.
Somut olayda davalının, kitabında iktisabı belli eden şekilde davacıların isimlerine ve bilgilerine yer verdiği görüldüğünden bu şartın da yerine getirildiği kabul edilmiştir.
Gelinen noktada, Hukuk Genel Kurulu’nca FSEK 35. maddedeki iktibas serbestisinin tüm şartlarının somut olayda varlığı kabul edilmiş olup Yerel Mahkeme’nin direnmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna karar verilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’nun çoğunluk kararına karşın karşı oy çekincesi bırakılarak,
Özay Hukuk Bürosu,
Av. Ece Çokay
[1] Ünal Tekinalp, Fikri Mülkiyet Hukuku, 4. Basım, İstanbul, Beta, 2005, s. 191