Rekabet Hukukunda Dikey Anlaşmalar

Jun 26, 2015

Rekabet hukukunda dikey anlaşmalar, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ile bu Kanuna dayanılarak çıkarılan Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliğ’inde düzenlemiştir. Buna göre, dikey anlaşmalar kısaca “üretim veya dağıtım zincirinin farklı seviyelerinde faaliyet gösteren iki ya da daha fazla teşebbüs arasında belirli mal veya hizmetlerin alımı, satımı veya yeniden satımı amacıyla yapılan anlaşmalar” şeklinde tanımlanmaktadır.

1. Genel Olarak Rekabet Hukuku Tahtında Dikey Anlaşmalar:

4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“Kanun”) 4. maddesi uyarınca “Belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri hukuka aykırı ve yasaktır.” Kanun’un 5. maddesine göre Rekabet Kurulu, aşağıda belirtilen şartların tamamının varlığı halinde teşebbüsler arası anlaşma ve uyumlu eylemlerin 4. madde hükümlerinin uygulanmasından muaf tutulmasına karar verebilir. Kanun’un 5. maddesinde sayılan şartlar şu şekildedir:

a) Malların üretim veya dağıtımı ile hizmetlerin sunulmasında yeni gelişme ve iyileşmelerin ya da ekonomik veya teknik gelişmenin sağlanması,
b) Tüketicinin bundan yarar sağlaması,
c) İlgili piyasanın önemli bir bölümünde rekabetin ortadan kalkmaması,
d) Rekabetin (a) ve (b) bentlerindeki amaçların elde edilmesi için zorunlu olandan fazla sınırlanmaması”


Maddenin devamında Rekabet Kurulu’nun, maddede gösterilen şartların gerçekleşmesi halinde, belirli konulardaki anlaşma türlerine bir grup olarak muafiyet tanınmasını sağlayan ve bunların şartlarını gösteren tebliğler çıkarabileceğini belirtmiştir. Rekabet Kurulu söz konusu muafiyetlere ilişkin Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliğ’ini (“Tebliğ”) yayımlamış ve rekabeti kısıtlayıcı dikey anlaşmaların hangi şartlarda grup muafiyetinden yararlanabileceğini düzenlemiştir. Tebliğ’e göre, üretim ve dağıtım zincirinin farklı seviyelerinde faaliyet gösteren iki ya da daha fazla teşebbüs arasında belirli mal veya hizmetin alımı, satımı veya yeniden satımı amacıyla yapılan anlaşmalar, yani dikey anlaşmalar, Tebliğ’de belirtilen koşulları sağlamak kaydıyla Kanun’un 4. maddesindeki yasaklamadan muaf tutulmuşlardır. Bu şartlar şu şekildedir:

- Alıcının kendi satış fiyatını belirleme serbestisinin engellenmemesi.
- Alıcının sözleşme konusu mal veya hizmetleri satacağı bölge veya müşterilere ilişkin kısıtlamalar getirilmemesi.

Tebliğ'de ayrıca, tek alıcıya sağlama yükümlülüğünü içeren dikey anlaşmaların, alıcının dikey anlaşma konusu mal veya hizmetleri aldığı ilgili pazardaki payının %40’ı aşmaması koşuluyla Tebliğ tahtında tanınan muafiyetten yararlanabileceği düzenlenmiştir. Tek alıcıya sağlama yükümlülüğü Tebliğ’in 3. maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde sağlayıcının, anlaşma konusu malları veya hizmetleri, kendi kullanımı veya yeniden satış amacıyla Türkiye içerisinde sadece bir alıcıya satmasına yönelik doğrudan veya dolaylı yükümlülük olarak tanımlanmıştır. Sözleşmeyle sağlayıcının belirli bir nihai ürünü Türkiye içinde sadece bir alıcıya sattığı hükme bağlanmaktadır. Tek alıcıya sağlama yükümlülüğünü içeren dikey anlaşmalar, Tebliğ’in 2. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince alıcının pazar payının %40’ı aşmaması ve Tebliğ’de belirtilen koşulları taşıması kaydıyla grup muafiyetinden yararlanabilmektedir.

2. Dikey Anlaşma Türü Olarak Fason Üretim Anlaşmaları:

4054 sayılı Kanun'un 4. maddesindeki tüm yasaklamalar fason üretim anlaşmaları için de geçerlidir. Rakip olmayan teşebbüsler arasında gerçekleştirilen fason üretim anlaşmaları dikey nitelikte anlaşmalardır. Fason üretim anlaşmalarında yer alan;

- iş sahibinin sağladığı teknoloji veya teçhizatın fason üretim anlaşmasının amaçları dışında kullanılamaması,
- iş sahibinin sağladığı teknoloji veya teçhizattan üçüncü kişilerin yararlandırılmaması,
- söz konusu teknoloji veya teçhizat kullanılarak üretilen malların, sunulan hizmetlerin veya yapılan işin sadece iş sahibine veya onun göstereceği kişiye tedarik edilmesi veya onun adına gerçekleştirilmesi,

şeklindeki hükümlerin 4054 sayılı Kanun’daki 4. madde yasağına tabi olmaması için, söz konusu teknoloji veya teçhizat, yüklenicinin, iş sahibinin talimatları doğrultusunda ve makul koşullar altında malları üretebilmesi, hizmetleri sunabilmesi veya işi gerçekleştirebilmesi için gerekli olmalıdır. 4054 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki yasak, anılan teknoloji veya teçhizat gerekli olduğu sürece söz konusu olmayacaktır. İş sahibi tarafından sağlanan teknoloji veya teçhizatın gerekli olması, fason üretim anlaşması olmaksızın yüklenicinin bağımsız bir sağlayıcı olarak anlaşma konusu malları üretemeyeceği, hizmetleri sunamayacağı veya işi yapamayacağı anlamına gelmektedir.

Dikey nitelikteki bir fason üretim anlaşması, 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamına girmesi durumunda, Tebliğ tahtında öngörülen ve yukarıda açıklanan şartları taşıması halinde muafiyetten yararlanabilecektir.

3. Rekabet Etmeme Yükümlülüğü:

Rekabeti kısıtlayıcı bir işlem yapmak üzere anlaşan kişiler, anlaşmalara rekabet etmeme yükümlülükleri koyabilirler. Tebliğ’in 5. maddesi söz konusu rekabet etmeme yükümlülüğünün hangi koşullarda geçerli olacağını düzenlemiştir. Buna göre rekabet etmeme yükümlülüğünün geçerli olması için; söz konusu yükümlülüğünün belirsiz süreli olmaması veya süresinin beş yılı aşmaması ve dikey anlaşma konusu mal veya hizmetlerin ilgili pazardaki pazar payının %40'ı geçmemesi gerekmektedir. Taraflar arasında rekabet kıstaslarına uygun olarak akdedilen sözleşmelere aykırı davranılması durumunda, yani sözleşme taraflarından birinin rekabet etmeme yükümlülüğünü ihlal etmesi durumunda, taraflar arasında özel hukuk hükümlerine tabi olarak akdedilen sözleşmeye aykırı davranılması söz konusu olacak ve ihtilaf özel hukuk kuralları uyarınca çözümlenecektir.

4. Sonuç ve Değerlendirme:

Üretim ve dağıtım zincirinin farklı seviyelerinde faaliyet gösteren iki ya da daha fazla teşebbüs arasında belirli mal veya hizmetin alımı, satımı veya yeniden satımı amacıyla yapılan anlaşmalar, Tebliğ düzenlemelerine uygun olarak gerçekleşir ise, yani tarafların kendi satış fiyatını belirleme serbesti engellenmiyor, tarafların sözleşme konusu mal ve hizmetleri satacağı bölge veya müşterilere ilişkin kısıtlamalar getirilmiyor ve dikey anlaşma konusu mal veya hizmetlerin ilgili pazardaki pazar payı %40'ı aşmıyor ise, taraflar arasındaki dikey anlaşma grup muafiyetinden yararlanacaktır. Taraflar aralarında akdettikleri sözleşmeyle birbirlerine rekabet etmeme yükümlülüğü getirmiş olabilirler. Söz konusu rekabet etmeme yükümlülüğünün geçerli olabilmesi ve grup muafiyetinden yararlanabilmesi için belirsiz süreli olmaması veya süresinin beş yılı aşmaması ve dikey anlaşma konusu mal veya hizmetlerin ilgili pazardaki pazar payının %40'ı geçmemesi gerekmektedir.


Av. A. Bengü Köksal
26.06.2015