Rekabet Kurumunun Yeni Ceza Yönetmeliği Hakkında Bilgi Notu

Dec 30, 2024
  1. Giriş

2024 yılının bitmesine günler kala rekabet hukukunda çok önemli bir gelişme yaşandı ve Rekabet Kurumunun (“Kurum”) rekabeti sınırlayıcı anlaşmalar ile hakim durumun kötüye kullanılması hallerinde vereceği idari para cezalarının tespitine ilişkin usul ve esasları düzenleyen yeni Ceza Yönetmeliği[1] 27.12.2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı.

Kurumun 2009 yılından beri yürürlükte olan eski Ceza Yönetmeliği’nde[2] değişikliğe yönelik çalışmalar yürüttüğü bilinmekteydi ancak bu çalışmanın kamuoyu görüşüne açılması ve gelen görüşlerin ardından son halinin verilmesi beklenmekteydi. Nitekim geçmişte örneğin Uzlaşma Yönetmeliği[3], Aktif İşbirliği (Pişmanlık) Yönetmeliği[4] ve İş Gücü Piyasalarındaki Rekabet İhlallerine Yönelik Kılavuz taslakları kamuoyu görüşüne sunulmuştu.

Kamuoyu görüşüne açılmadan yayımlanması itibariyle sürpriz teşkil eden ve çok önemli değişiklikler getiren yeni Ceza Yönetmeliği’ne ilişkin değerlendirmelerimizi aşağıda bulabilirsiniz.

  1. Temel Para Cezasının Belirlenmesi

Yeni Ceza Yönetmeliği ile yapılan en büyük değişiklik, eski Yönetmelik’te “kartel” ve “diğer ihlal (kartel dışındaki ihlaller)” şeklinde ihlal tiplerine göre yapılan bir ayrımdan hareketle, temel para cezasının belirlenmesinde esas alınan karteller için şirket cirolarının %2’si ile 4’ü, diğer ihlaller için binde beşi ile %3’ü arasındaki başlangıç oranlarının kaldırılmasıdır. Yeni Yönetmelik’te “başlangıç oranının, ihlal dolayısıyla gerçekleşen veya gerçekleşmesi muhtemel zararın ağırlığı ile ihlalin niteliğinin açık ve/veya ağır olup olmadığı gözetilmek suretiyle belirleneceği” düzenlenerek, herhangi bir oran belirtilmemiştir. Dolayısıyla Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) herhangi bir ihlal için cezaya başlangıç teşkil edecek oranı, bir dosya ya da şirket bakımından örneğin cironun on binde biri, başka bir dosya ya da şirket bakımından ise 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 16. maddesi ile getirilen üst sınır olan cironun %10’undan başlatmasının önünde bir engel kalmamıştır.

Öte yandan eski Yönetmelik’te ihlalin süresine göre başlangıç oranının “bir yıldan uzun, beş yıldan kısa süren ihlallerde yarısı oranında”; “beş yıldan uzun süren ihlallerde ise bir katı oranında” artırılması şeklinde iki ihtimal mevcutken, yeni Yönetmelik’te bu alternatifler artırılmıştır. Buna göre ihlalin süresine bağlı olarak başlangıç oranının;

a) Bir yıldan uzun, iki yıldan kısa süren ihlallerde beşte biri oranında,

b) İki yıldan uzun, üç yıldan kısa süren ihlallerde beşte ikisi oranında,

c) Üç yıldan uzun, dört yıldan kısa süren ihlallerde beşte üçü oranında,

ç) Dört yıldan uzun, beş yıldan kısa süren ihlallerde beşte dördü oranında,

d) Beş yıldan uzun süren ihlallerde bir katı oranında

artırılacağı düzenlenmiştir. Bu yeni düzenleme ihlal tespiti yapılırken ihlalin süresinin doğru bir şekilde belirlenmesinin önemini gerek Kurum gerek idari yargı nezdindeki süreçler bakımından artırmıştır.

  1. Ağırlaştırıcı Unsurlar

Eski Yönetmelik’te ağırlaştırıcı unsurlar, “ihlalin tekerrürü”, “soruşturma kararının tebliğinden sonra kartele devam edilmesi”, “rekabet sorunlarının giderilmesine yönelik olarak verilen taahhütlere uyulmaması”, “incelemeye yardımcı olunmaması” ve “diğer teşebbüslerin ihlale zorlanması” şeklinde düzenlenmişti.

Yeni Yönetmelik’te ise ağırlaştırıcı unsurlar, “ihlalin tekerrürü”,soruşturma kararının tebliğinden sonra ihlale devam edilmesi”, “ihlalde belirleyici etkinin bulunması” ve “Uzlaşma Yönetmeliği’nin 12. maddesi[5] uyarınca gizlilik yükümlülüğünün ihlal edilmesi” şeklinde sıralanmış ve bunların varlığı halinde temel para cezasının bir katına kadar artırılabileceği düzenlenmiştir.

Yeni Yönetmelik’teki bu ağırlaştırıcı unsurlardan “ihlalin tekerrürü” dışındakilerin, bugüne kadar hiçbir karara ya da tartışmaya konu olmamış nitelikleri ile uygulamada belirsizliği artırması muhtemeldir.

  1. Hafifletici Unsurlar

Yeni Yönetmelik’te hafifletici unsurlara örnek olarak, “yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesi haricinde incelemeye yardımcı olunması”, “ihlalde diğer teşebbüslerin zorlamasının bulunması”, “ihlale katılımın sınırlı olması”, “ihlal konusu faaliyetlerin yıllık gayri safi gelirler içerisindeki payının düşük olması”, “idari para cezasına esas alınan yıllık gayri safi gelirler içinde yurt dışı satış gelirlerinin bulunması” sayılmıştır.

Yeni Yönetmelik’in hafifletici unsurlara ilişkin düzenlemesinde eskisine göre birkaç değişiklik göze çarpmaktadır:

Bunlardan ilki ve en önemlisi, eski Yönetmelik’te hafifletici unsurların varlığı halinde para cezasında %25 ile %60 arasında bir oranda indirim yapılacağı düzenlenmişken yeni Yönetmelik’te böyle bir orana yer verilmemesi ve oranın tamamen Kurul’un takdirine bırakılmasıdır.

İkincisi, eskiden cezaya esas alınacak cironun tespiti bakımından dikkate alınan, daha açık bir ifadeyle genel cirodan düşülen ihracat cirosunun yeni Yönetmelik’te hafifletici bir unsur olarak sayılmasıdır. Bu değişiklik Kurul’un ihracat cirosu düşerek ciroyu hesaplamak yerine bunu sadece hafifletici unsur olarak değerlendireceği kanaati uyandırmakla birlikte kesin bir sonuca ulaşmak şu aşamada mümkün değildir.

Son olarak eski Yönetmelik’teki hafifletici unsurlardan “ihlalde kamu otoritelerinin teşviki”, “zarar görenlere gönüllü olarak tazminat ödenmesi” ve “diğer ihlallere son verilmesi” yeni Yönetmelik’te yer almamaktadır. Bunlardan özellikle “diğer ihlallere son verilmesi”nin hala bir hafifletici unsur olarak kabul edilip edilmeyeceği merak konusudur.

  1. Yöneticilere ve Çalışanlara Verilecek İdari Para Cezası

Eski Yönetmelik’te “kartel” ve “diğer ihlal” ayrımı yapılarak, kartelde belirleyici etkisi saptanan şirket çalışanlarına, ilgili şirkete verilen cezanın %3’ü ile 5’i arasında ceza verilmesine; buna karşılık diğer ihlallerde belirleyici etkisi bulunanlara hiç ceza verilmemesine imkan sağlayan bir düzenleme yapılmıştı. Yeni Yönetmelik’te bu ayrım kaldırılarak tüm ihlal tipleri bakımından belirleyici etkisi bulunanlara şirkete verilen cezanın yüzde beşine kadar para cezası verileceği hükme bağlanmıştır. Öte yandan Kurul’un çalışanlara para cezası verme yetkisini çok uzun süredir kullanmadığı göz önünde bulundurulduğunda bu değişikliğin kısa vadede uygulamaya yansıması olmayacağı düşünülmektedir.

  1. Sonuç

Yeni Yönetmelik’teki en önemli değişiklik, eski Yönetmelik’te idari para cezasının hesaplanmasında başlangıç noktası teşkil eden ilgili şirket cirosunun binde 5’i ile %4’ü arasındaki başlangıç oranının tamamıyla kaldırılmasıdır. Dolayısıyla Kurul’un herhangi bir ihlal için bir şirkete cirosunun örneğin milyonda biri oranında bir ceza uygulamasının önünde engel kalmadığı gibi 4054 sayılı Kanun’un 16. maddesi ile getirilen cironun %10’u şeklindeki üst sınırdan bir cezayı doğrudan uygulamasının önünde de engel kalmamıştır. Kurul’un takdir yetkisindeki bu genişlemenin doğurduğu belirsizlik şirketlerin karşı karşıya olduğu rekabet hukuku risklerini artıracaktır.

Öte yandan yeni Yönetmelik’in Kurul kararlarının iptali istemiyle idari yargıda açılacak davalarda şirketler bakımından yeni fırsatlar sağlayacağının da altı çizilmelidir. İdari yargı, eski Yönetmelik’in iptaline ve/veya somut olaylarda hatalı bir şekilde uygulandığına ilişkin talepleri neredeyse istisnasız bir şekilde reddediyordu. Buna karşılık yeni Yönetmelik’te artan takdir yetkisinin Anayasa’nın 10.maddesindeki eşitlik ilkesine uygun bir şekilde kullanımı, ihlalin süresinin kesin bir şekilde tespitinin daha fazla önem kazanması, yürümekte olan dosyalara eski ya da yeni Yönetmelik’ten hangisinin lehe düzenleme içerdiği için uygulanması gerektiği gibi hususlar idari yargıda yeni iptal sebepleri doğurabilecektir.

Dolayısıyla önümüzdeki dönemde eski ve yeni Ceza Yönetmeliği’nin detayları ile Kurum uygulamalarına hakim olunması hem mevcut risklerin analizi hem de idari yargıda açılacak iptal davalarının başarısı için daha da önem kazanmıştır.

Bilgi notumuzun çalışmalarınız bakımından faydalı olmasını temenni eder; konuya dair soru ve taleplerinizi yanıtlamaktan memnuniyet duyarız.

Saygılarımızla,
Özay Hukuk Bürosu


[1] 27.12.2024 tarih ve 32765 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar ile Hakim Durumun Kötüye Kullanılması Halinde Verilecek İdari Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik.

[2] 15.02.2009 tarih ve 27142 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

[3] 15.07.2021 tarih ve 31542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem Ve Kararlar İle Hâkim Durumun Kötüye Kullanılmasına Yönelik Soruşturmalarda Uygulanabilecek Uzlaşma Usulüne İlişkin Yönetmelik.

[4] 16.12.2023 tarih ve 32401 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kartellerin Ortaya Çıkarılması Amacıyla Aktif İşbirliği Yapılmasına Dair Yönetmelik.

[5]  Uzlaşma Yönetmeliği’nin “Gizlilik Yükümlülüğü” başlıklı 12. maddesine aşağıda yer verilmiştir:

“(1) Uzlaşma tarafı, uzlaşma görüşmelerinin içeriğini ve bu görüşmeler kapsamında eriştiği bilgi ve belgeleri varsa diğer soruşturma tarafları bakımından verilecek nihai karara kadar gizli tutar.

(2) Gizlilik yükümlülüğünün ihlal edildiğinin, uzlaşma nihai kararı sonrasında tespit edilmesi halinde, bu karar geri alınarak ilgili teşebbüs veya teşebbüs birliği hakkında yeni bir soruşturma başlatılabilir.

(3) Gizlilik yükümlülüğünün ihlali, ikinci fıkra uyarınca başlatılacak soruşturmada ilgili teşebbüs veya teşebbüs birliklerine verilecek idari para cezasının belirlenmesinde ağırlaştırıcı unsur olarak kabul edilebilir.”