5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (“FSEK” veya “Kanun”) kapsamında fotoğraflar, niteliğine göre ilim ve edebiyat eseri veya güzel sanat eseri olarak tanımlanabilmektedir. İlim ve edebiyat eseri olarak tanımlanan fotoğraflar FSEK’in 2. Maddesi, güzel sanat eseri olarak tanımlanan fotoğraflar ise FSEK’in 4. maddesi kapsamında korunmaktadır. Ancak fotoğrafların her iki madde tanımına da girmediği, bir başka ifade ile eser olarak tanımlanmadığı durumlar da mevcuttur. Eser olarak tanımlanmayan söz konusu fotoğraflar ise FSEK’in 84. Maddesinde yer alan korumadan faydalanmaktadır.
İşbu makalemizde hangi tür fotoğrafların eser olarak nitelendirildiği, özellikle satışa sunulan ürün fotoğraflarının eser niteliğinin olup olmadığı ve eser sayılmayacak fotoğrafların ne şekilde korunacağı hususları ele alınacaktır.
FSEK kapsamında eser, sahibinin hususiyetini taşıyan her türden fikir ve sanat ürünleri olarak tanımlanmaktadır. Bir ürünün eser olarak tanımlanabilmesi için somut ve tanınabilir olması, herkes tarafından ortaya çıkarılamayacak şekilde sahibinin hususiyetini taşıması ve FSEK’te sayılan eser türlerine dâhil olması gerekmektedir.
FSEK’te sayılan eser türleri ilim ve edebiyat eserleri, musiki eserleri, güzel sanat eserleri, sinema eserleri ve işlenmeler ile derlemelerden oluşmaktadır. Makalemizin konusunu oluşturan eser niteliğindeki fotoğraflar, niteliklerine göre ilim ve edebiyat eserleri ya da güzel sanat eserleri maddesi olarak değerlendirildiklerinden yalnızca FSEK’in 2. ve 4. maddeleri uyarınca eser kapsamının unsurlarına detaylı olarak yer verilecektir.
Kanun’un “İlim ve edebiyat eserleri” başlıklı 2. madde hükmü kapsamında ilim ve edebiyat eserlerinin neler olduğu sınırlı şekilde sayılmıştır. İlgili maddenin 1. Fıkrasının 3. bendinde yer alan;
“Bedii vasfı bulunmayan her nevi teknik ve ilmi mahiyette fotoğraf eserleriyle, her nevi haritalar, planlar, projeler, krokiler, resimler, coğrafya ve topoğrafyaya ait maket ve benzerleri, herçeşit mimarlık ve şehircilik tasarım ve projeleri, mimari maketler, endüstri, çevre ve sahne tasarım ve projeleri.”
hükmü ile bedii vasfı bulunmayan teknik ve ilmi mahiyetteki fotoğrafların eser olarak kabul edileceği düzenlenmiştir. Bir başka ifade ile estetik niteliğin önem taşımadığı ancak Kanun’un eser tanımında yer alan sahibinin hususiyetini taşıma özelliğini haiz fotoğraflar, ilim ve edebiyat eseri olarak kabul edilmektedir.
Aynı şekilde Kanun’un “Güzel sanat eserleri” başlıklı 4. madde hükmü kapsamında güzel sanat eserlerinin neler olduğu da sınırlı şekilde sayılmıştır. İlgili maddenin 1. Fıkrasında yer alan;
“Güzel sanat eserleri, estetik değere sahip olan;
(…)
5. Fotoğrafik eserler ve slaytlar”
hükmü ile estetik niteliği haiz fotoğrafların güzel sanat eseri olarak kabul edileceği düzenlenmiştir.
Bunun sonucu olarak Kanun’da, sahibinin hususiyetini, yaratıcılığını taşıyan, ayırt edici niteliğe sahip olan ancak estetik niteliğe sahip olmayan fotoğraflar ilim ve edebiyat eseri olarak; sahibinin hususiyetini, yaratıcılığını taşıyan, ayırt edici niteliğe sahip olan ve aynı zamanda estetik değere sahip olan fotoğraflar ise güzel sanat eseri olarak tanımlanmaktadır.
İlgili hükümler birlikte değerlendirildiğinde piyasada satışa sunulan ürünlere ait fotoğrafların eser olarak kabul edilebilmesi için ilk olarak fotoğraf sahibinin hususiyetini taşıması gerekmektedir. Fotoğraflar bakımından ayırt edicilik, fotoğrafın çekiminde kullanılan ışık, kompozisyon ve fotoğrafa konu ürünün çıplak gözle görüldüğünden farklı bir şekilde ortaya çıkarılması şeklinde değerlendirilebilmektedir[1]. Bu kapsamda piyasada satışa sunulan ürünler bakımından ürünün yalnızca olduğu şekilde fotoğrafının çekilmesi durumunda ürün fotoğrafı her zaman eser olarak kabul edilemeyecektir.
Ürün fotoğraflarının sahibinin hususiyetini taşıması ve ayırt ediciliği hususunda değerlendirme kriteri olarak Kanun’da açık bir düzenleme yer almadığından uygulamada bu konu içtihatlar ile şekillenmektedir. Yerel mahkemeler, istinaf mahkemeleri ve Yargıtay kararlarında hususiyet bakımından yer alan değerlendirme kriterleri mevcuttur. Şöyle ki;
“…bilirkişi raporu ile davacıya ait fotoğrafların, fikri çaba sonucu meydana getirildiği, FSEK 4/1-5 maddelerinde düzenlenen Güzel sanat eserlerinden; "sahibinin hususiyetini taşıyan fotoğrafik eser"lerden olduğunun tespit edildiği,
(…)
Dosyada aldırılan ve denetime elverişli bilirkişi raporuna göre; davacının fotoğraflarının profesyonel olarak çekildiğini, estetik ve sanatsal çekimler olduğu, bu hali ile "eser" niteliği taşıdığını, ayrıca ...’ın fotoğraf ve videolarının özelliklerinin kişisel hususiyetlerini de taşıdığını…”
“…bir kişinin poz verirken, ışık durumunu ayarlarken yapmış olduğu hazırlık çalışmaları ve fotoğrafa ait cam veya film üzerinde yapmış olduğu rötuşlar, o fotoğrafa güzel sanat eseri niteliğini kazandırır”
“…Fotoğrafın orijinal hali üzerinde de inceleme yapıldığı ve bilirkişi tarafından davaya konu fotoğrafın kompozisyonu, çekim açısı, çekildiği an, fotoğrafçının fotoğrafı çekme üslubu fotoğrafı sıradan ve alelade olmaktan ayırdığının ve davacının hususiyetini kattığını gösterdiğinin tespit edildiği, …davacı fotoğrafının FSEK 4/5 maddesinde düzenlenen estetik değere sahip fotoğrafik eserlerden olduğunun anlaşıldığı…”
“...davacıya ait kedi konulu fotoğrafların estetik değerinin bulunduğu; hayal gücü ve yaratıcılık kullanılmak ve özel bir çaba sarf edilmek suretiyle fotoğraf çekimi yapıldığı, dekor ve ışık ayarının fotoğrafçının hayal gücü ve yaratıcılığının bir ürünü olduğu, dolayısıyla davaya konu fotoğrafların güzel sanat eseri niteliğinde olduğu...”
Yukarıda yer alan kararların tümü birlikte değerlendirildiğinde, bir fotoğrafın eser olarak nitelendirilmesi için fotoğrafçının çekim öncesinde harcamış olduğu emek, hazırlık faaliyetleri, dekor, fotoğrafın çekim anındaki ışık ve kompozisyon ayarları, çekim sonrası fotoğraf üzerinde gerçekleştirilen rötuşların fotoğrafa eser niteliği kazandırdığı sonucu doğmaktadır. Bu kapsamda satışa sunulan ürünlerin fotoğraflarının eser olarak değerlendirilebilmesi için de fotoğrafçının, ürünü olduğu şekli ile çekmiş olmasının yeterli olmadığı, ürün fotoğrafı için ışık, kompozisyon, kadraj ve dekor çalışmaları ile fotoğrafa hususiyet kazandırması gerektiği anlaşılmaktadır.
Kanun’un Haksız rekabet başlığı altındaki 84. maddesinde eser niteliğinde olmayan fotoğrafların ticari maksatlarla çoğaltılması ya da yayılması halinde, aynı fotoğrafın üçüncü bir kişi tarafından aynı araçla çoğaltılmasını veya yayımlanmasını engelleyebileceği düzenlenmiştir:
“Bir işareti, resim veya sesi, bunları nakle yarıyan bir alet üzerine tesbit eden veya ticari maksatlarla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse, aynı işaretin, resmin veya sesin 3 üncü bir kişi tarafından aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayımlanmasını menedebilir.
Tevacüz eden tacir olmasa bile birinci fıkra hükmüne aykırı hareket edenler hakkında haksız rekabete mütaallik hükümler uygulanır.
Eser mahiyetinde olmıyan her nevi fotoğraflar, benzer usullerle tesbit edilen resimler ve sinema mahsulleri hakkında da bu madde hükmü uygulanır.”
Bu kapsamda Kanun’un 2. ve 4. maddeleri uyarınca eser niteliğini taşımayan fotoğrafların haksız rekabet hükümleri çerçevesinde koruma altına alınmaktadır.
Kanun hükmünden çıkarılabilecek sonuç, eser niteliğini haiz olmayan ürün fotoğraflarının üçüncü kişiler tarafından kullanımının haksız rekabet teşkil edip etmediği yönünde değerlendirme yapılarak haksız rekabet teşkil ettiği durumlarda üçüncü kişilerin kullanımının durdurulabileceğidir.
Her ne kadar FSEK kapsamındaki kullanımlarda ticari hayatın olağan akışı içerisindeki kullanımların adil kullanım olarak kabul edileceğine ilişkin bir düzenleme yer almamakta ise de mahkeme kararları uyarınca adil kullanım ilkesinin kabul edildiği görülmektedir.
Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/9503 E. 2018/2900 K. Sayılı ve 19.04.2018 tarihli kararından aynı resimlerin üçüncü bir kişi tarafından kullanılması durumunda adil kullanım olarak değerlendirilebileceği sonucuna ulaşılmaktadır:
“Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ve davalı tarafından kullanılan internet alan adlarının üçüncü kişiler adına tescilli olması sebebiyle davacının, davalı tarafından kullanılan alan adındaki resimlere dayanarak hak ileri süremeyeceği ayrıca, söz konusu resimlerin önceden davacı firma tarafından kullanıldığı, münhasıran resimler üzerlerinde hukuken korunabilecek bir hak tesis edilemeyeceği, resimlerin davalı tarafından kullanılmasının haksız rekabet teşkil etmeyeceği, ... Ltd. Şti. standında ... logosunun kullanımının da adil kullanım olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.”
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nin 2022/168 E. 2024/419 K. Sayılı ve 01.03.2024 tarihli kararında ise eser niteliğinde olmayan ürün fotoğraflarının üçüncü kişiler tarafından kullanımı durumunda ilgili kullanımın haksız kullanım teşkil edip etmediğine göre değerlendirme yapılmıştır:
“Mahkemece, dava konusu ürün görseli fotoğraflarının eser vasfını haiz olmadığı, ancak FSEK'ın 84 maddesi kapsamında haksız rekabete karşı korunabilecekleri, davalının internet sitesinde, davacıya ait ürün fotoğraflarının aynısının izinsiz kullanılarak ticari tanıtım yapıldığı, davalının bu eyleminin FSEK 84. maddesine göre haksız rekabet oluşturduğu gerekçesiyle davanın kabulüyle davalı taraf eyleminin FSEK'ın 84. maddesine göre haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, men'ine ve ref'ine karar verilmiştir.
(…)
…davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE…”
FSEK’in 84. Maddesi ve mahkeme kararlarının birlikte değerlendirilmesi sonucunda eser niteliğini haiz olmayan ürün fotoğraflarının üçüncü kişiler tarafından kullanılması durumunda ilgili kullanımın haksız rekabet teşkil edip etmediği değerlendirmesi yapılması gerektiği anlaşılmaktadır. Kullanımın haksız rekabet teşkil etmesi durumunda ise fotoğraf sahibi, çoğaltmanın veya yayımlanmanın durdurulması hakkına sahip olacaktır.
FSEK kapsamında ürün fotoğraflarının eser olarak nitelendirilmesi için fotoğraf sahibinin hususiyetini taşıması gerektiği, hususiyetin ise fotoğraf çekimi aşamasında fotoğrafçının dekor, kadraj, ışık ayarları ve çekim sonrası ürün fotoğrafları üzerinde gerçekleştirilen rötuşlar ile özgünlüğünü sağlaması şekliyle oluşabileceği mahkeme kararları ile şekillenmiş kriterlerdir. Bu kriterleri sağlamaması yönünden eser niteliğini taşımayan satışa arz edilen ürünlere ait fotoğraflar FSEK kapsamında 2. veya 4. maddeler doğrultusunda değil haksız rekabete karşı korumanın düzenlendiği FSEK 84. madde kapsamında koruma alanı bulacaktır.
Özay Hukuk Bürosu
Av. Ece Çokay & Av. Beyza Nur Arlı
[1] Dinler, Elif: “FSEK Kapsamında Fotoğrafın Korunmasının Yargıtay Kararları Çerçevesinde İncelenmesi”, Necmettin Erbakan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 5(1), 2020, s. 326-346., Kurt, Aşkın Sultan: “Ürün Fotoğraflarının Eser Niteliği”, Sanat Hukuku Enstitüsü, 2022, https://l24.im/J93gS (Son Erişim Tarihi: 27.06.2024 Saat: 12.49)