6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (“SMK”) kapsamında marka iptali taleplerinin değerlendirilmesi ve iptal yetkisi, 10 Ocak 2024 tarihi itibarıyla mahkemelerden Türk Patent ve Marka Kurumu’na (“Kurum”) devredilmiştir. Ancak, Kurum nezdinde yürütülecek marka iptal sürecine ilişkin yasal düzenlemelerin netleşmesi bir süredir beklenmekteydi.
15 Mart 2025 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Sınai Mülkiyet Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik[1] (“Yönetmelik”) ile marka iptal taleplerine ilişkin yeni esaslar belirlenmiş olup, bu kapsamda sürece dair önemli düzenlemeler getirilmiştir. Bunun yanı sıra, Türk Patent ve Marka Kurumunca 2025 Yılında Uygulanacak Ücret Tarifesine İlişkin Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ[2] (“Tebliğ”) ile Kurum tarafından 2025 yılı için uygulanacak ücret tarifesinde de kayda değer değişiklikler yapılmıştır.
İşbu bilgi notunda, söz konusu yenilikler ayrıntılı olarak ele alınmaktadır.
A. YÖNETMELİK VE TEBLİĞ KAPSAMINDAKİ YENİLİKLER
SMK kapsamında marka iptali taleplerinin değerlendirilmesi ve iptal yetkisi, 10 Ocak 2024 tarihi itibarıyla mahkemelerden Kurum’a devredilmiş, ancak sürecin işleyişine dair yasal düzenlemeler henüz netleşmemişti. 15 Mart 2025 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile önemli düzenlemeler yapılmış ve 30/A ile 30/B maddeleri eklenerek marka iptal süreçlerine ilişkin ayrıntılı hükümler getirilmiştir.
Yeni düzenleme kapsamında, ilgili kişiler tarafından yapılan iptal talepleri doğrudan Kurum’a iletilecek ve talep, Sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine yöneltilecektir. Her bir iptal talebi yalnızca tek bir tescilli markaya yönelik olarak yapılabilecek olup, talebin geçerli olabilmesi için iptal gerekçelerinin mevzuat hükümleri çerçevesinde açıkça belirtilmesi ve ilgili ücretin ödenmiş olması gerekecektir.
Talep formunda, iptali istenen markanın tescil numarası, ilgili mal veya hizmetler, talep sahibinin kimlik ve iletişim bilgileri, varsa vekil bilgileri, iptal gerekçeleri ve ücret ödeme bilgileri eksiksiz olarak sunulmalıdır. Ayrıca, marka iptal kararının, talebin Kuruma sunulduğu tarihten önce etki doğurmasının talep edilmesi halinde, iptal kararının etkili olmasının istendiği tarih açıkça belirtilmelidir. Marka sahibine, iptal talebine karşı cevaplarını ve delillerini sunması için bir aylık süre tanınmakta olup, talep edilmesi halinde Kurum ek olarak bir aya kadar ilave süre verebilecektir.
Bir markanın iptaline ilişkin talebin reddedilmesi, aşağıdaki durumlarda mümkündür:
SMK’nın 26. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında yapılan iptal taleplerinde, markanın en az beş yıldır Türkiye’de tescilli olması koşulu aranacak olup, marka sahibinden ilgili mallar veya hizmetler bakımından markanın ciddi şekilde kullanıldığına veya kullanmamaya dair haklı bir sebep bulunduğuna ilişkin delil sunması talep edilecektir. Ancak, son üç ay içinde gerçekleşen kullanım, yalnızca iptal sürecinden kaçınmak amacıyla yapılmışsa dikkate alınmayacaktır. Kullanıma ilişkin delillerin sunulmaması veya yetersiz bulunması halinde iptal talebi kabul edilecek ve sonuçlanan iptal kararları Sicile kaydedilerek Bültende yayımlanacaktır.
Marka iptal sürecinde ödenmesi gereken ücret, Kurum ücreti ve emanet hesabında tutulan ücret olmak üzere iki bileşenden oluşmakta olup, bu ücretler tek seferde tahsil edilecektir.
İptal talebinin sonucuna bağlı olarak ücretin akıbeti şu şekilde belirlenecektir:
İptal sürecinde, 30/A maddesinin beşinci fıkrası uyarınca belirlenen süre içinde eksikliklerin giderilmemesi durumunda, talep sahibinin başvurusu üzerine emanet hesapta tutulan ücret iade edilecektir. Ancak, Kurum tarafından verilen nihai karardan itibaren on yıl içinde talep edilmeyen ücretler, Kurum’a gelir olarak kaydedilecektir.
Tebliğ kapsamında ise 2025 yılı marka işlem ücretlerine ilişkin değişiklikler gerçekleştirilmiştir. Yeni düzenlemeler kapsamında, marka yenileme başvurularında iki veya daha fazla sınıf için ek ücret ödenmesi gerekecektir. Ayrıca, marka tescil başvurularında 35. sınıfın 5. alt sınıfı altında yer alan 34 farklı mal ve hizmet sınıfından, üçüncü ve sonraki her bir sınıf için ilave ücret alınması öngörülmüştür.
B. SONUÇ
Yapılan yeni düzenlemeler, marka iptal süreçlerini daha sistematik ve şeffaf hale getirirken, marka sahipleri için önemli yükümlülükler ve mali değişiklikler de getirmektedir. Özellikle marka yenileme ve 35. sınıf kapsamındaki başvurularında sınıf bazlı ücretlendirme sistemine geçilmesi, maliyetlerin artmasına sebep olabilecek bir yenilik olarak öne çıkmaktadır. Bu nedenle, marka sahipleri ve ilgililerin yeni uygulamalara uyum sağlamak adına süreçleri yakından takip etmeleri, marka portföylerini stratejik bir şekilde yönetmeleri ve gerektiğinde uzman desteği almaları büyük önem taşımaktadır.
Saygılarımızla,
Özay Hukuk Bürosu