Sosyal Medyada Reklam Yasağı Düzenlemeleri

Jan 11, 2021

Reklam ajanslarının müşterilerine, yurt dışında yerleşik sosyal medya şirketlerine verilen reklamların durdurulduğuna ilişkin bilgilendirme yazıları göndermesi neticesinde, Türkiye’de temsilci atamayan yurt dışında yerleşik sosyal medya kuruluşlarına uygulanan yaptırımların yer aldığı düzenlemeler gündeme taşınmış bulunmaktadır.

Bu yazımızda, genel merkezi yurt dışında bulunan ve Türkiye’den reklam geliri elde eden sosyal medya kuruluşlarının tabi olduğu 5651 sayılı kanunda 29.07.2020 tarihinde 7253 sayılı kanun ile yapılan değişiklik uyarınca doğan kurallar, yaptırımlar ve bu şirketlerle reklam anlaşması yapan Türkiye’de yerleşik şirketlerin hukuki riskleri irdelenecektir.

  1. Yeni Düzenlemelerin Getirdiği Kurallar

Facebook, Instagram, Spotify, Youtube, Twitter, LinkedIn gibi Türkiye'den günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal medya kuruluşları sosyal ağ sağlayıcı olarak tanımlanmış ve Türkiye'de temsilcilik ataması ve böylece bu kuruluşların faaliyetlerinin denetlenebilir, içeriğin kaldırılmasına ilişkin erişilebilir, yaptırım uygulanabilir hale getirilmesi amaçlanmıştır. İçerik kaldırılması veya erişimin engellenmesi kararı 5651 sayılı kanunun 8. maddesine sayılan sınırlı sayıda suçlar (fuhuş, intihara yönlendirme, çocukların cinsel istismarı, uyuşturucu kullanımı, sağlık için tehlikeli madde temini, müstehcenlik, fuhuş, kumar, Atatürk aleyhin işlenen suçlar, şans oyunları mevzuatında sayılı suçlar) için verilmektedir. 

  1. Sosyal Medya Kuruluşlarına Uygulanabilecek Yaptırımlar

Sosyal medya kuruluşlarının Türkiye'de temsilci atamaması halinde sırasıyla aşağıda yer alan yaptırımlar uygulanacaktır.

  • Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (“BTK”) tarafından uyarı verilmesi,
  • Uyarıdan itibaren 30 gün içerisinde temsilci atanmazsa 10.000.000 TL idari para cezası,
  • İdari para cezasından itibaren 30 gün içerisinde yine temsilci atanmazsa 30.000.000 TL idari para cezası,
  • İkinci idari para cezasından itibaren 30 gün içerisinde yine temsilci atanmazsa Türkiye'de mukim vergi mükellefi olan gerçek ve tüzel kişilerin ilgili sosyal medya ağ sağlayıcısına yeni reklam vermesinin yasaklanması, reklam sözleşmesi yapılması ve ilgili para transferlerinin engellenmesi,
  • Reklam yasağından itibaren üç ay içerisinde temsilci atanmazsa ilgili sitenin internet trafiği bant genişliğinin yarı yarıya azaltılması için sulh ceza hakimliğine başvuruda bulunulması,
  • Başvurunun kabulüne ilişkin hakim kararının uygulanmasından itibaren otuz gün içerisinde temsilci ataması yapılmazsa internet trafiği bant genişliğinin düşürülmesi.

2020 yılı sona ererken bu yaptırımlardan uyarı, 10 ve 30 milyon TL tutarındaki idari para cezaları uygulanmış, sıra reklam yasağı ilanına gelmiş bulunmaktadır.

  1. Reklam Verenlere Uygulanabilecek Yaptırımlar

İlk bakışta bu düzenlemeler sadece yurt dışında yerleşik sosyal ağ sağlayıcılarına ilişkin gibi gözükse de reklam yasağına yaptırımından reklam veren tüm şirketlerin bu yasakların etki alanında olduğu aşikardır. Şirketlerin bahse konu sosyal medya kuruluşlarla reklam yasağı uygulaması başlamadan önce yaptığı anlaşmalar sosyal medya sitesinin faaliyetleri devam ettiği sürece geçerli olacak, ancak sosyal medya siteleri Türkiye'de temsilcilik atamazsa Ocak ayının ortasında Resmi Gazete’de yayımlanarak başlaması öngörülen reklam yasağından sonra yeni reklam anlaşması yapılması hukuka aykırı kabul edilecektir.

Yasağa uyulmaması halinde BTK’nın bir yaptırım uygulama yetkisi bulunmadığı yönünde görüşler bulunsa da yasak sonrasında yapılacak reklam alımına ilişkin sözleşmeler açıkça kanuna aykırı olacağından;

  • Kanuna aykırı sözleşmeyi imzalayan şirket yetkililerinin Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan özen yükümlülüğüne, şirketin menfaatlerinin dürüstlük kuralına uygun yürütülmesi kuralına uygun davranması gerektiğinden yeni anlaşma akdedilmemesi,
  • Kesin hükümsüz bir sözleşme uyarınca gerçekleştirilen reklamı tıklayan kişinin IP bilgisinin alınması gibi kişisel veri işleme faaliyetinin 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 4/1. maddesinde yer alan hukuka ve dürüstlük kuralına uygun olma kriterine aykırı olması,
  • Kesin hükümsüz bir sözleşme uyarınca kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesinin Türk Ceza Kanunu’nun 135. maddesi uyarınca suç teşkil etmesi,
  • BTK’nın idari yetkileri kapsamında denetim gerçekleştirmesi ve emre aykırılık sebebiyle idari para cezası kesmesi,

öngörülerek yeni reklam anlaşmalarının Türkiye’de yerleşik şirketler tarafından akdedilmemesi planlanmaktadır.

Sonuç olarak;

Reklam verenlerin sektörel eğilimi incelendiğinde, Türkiye'deki şirketler üzerinden reklam alımının durdurulduğu, sosyal ağ sağlayıcıların harekete geçmesinin, kamu kurumlarının veya sosyal medya kuruluşlarının duyuru yapmasının beklenildiği gözlemlenmektedir. Fiziki alışverişin azaldığı, dijitalleşmenin ve e-ticaret sektörünün, sosyal medya kanalıyla satışların hızla geliştiği bu dönemde bu tip sınırlandırıcı yasal düzenlemelerin ekonomik zorluklarla boğuşan yaşayan sektör oyuncularına yardımcı olmadığı aşikardır. Yasak öncesinde yapılan reklam alımlarının reklam yasağı bulunmayan sosyal medya mecraları için kullanılmaya devam edilmesi önerilmektedir.

 

Av. Bilgesu Demirel

Özay Hukuk Bürosu